Büyük İstanbul depremi kenti enkaza çevirirken, Ayasofya ve Mimar Sinan’ın abidevi eserleri uluslararası güçlerin satranç tahtasına dönmüştür. Ortaya çıkan ipuçları tek bir hakikati işaret etmektedir: Sinan eserlerini yalnızca taşlarla değil, çağlar boyu gizlenmiş sırlarla da örmüştür.
Teğmen Demet ve Yüzbaşı İlhan, YouTube’da “Yargıç” adıyla yayın yapan karanlık bir figürün peşine düştüklerinde, küresel güç oyunlarının tam ortasında tek bir isme ulaşırlar: Kenan Ruzly. Uzun süredir kayıp kabul edilen bu isim, şimdi tüm dengeleri değiştirecek şekilde geri dönmüştür.
Arşivlerden günümüzün siber saldırılarına uzanan karanlık bir zincir dostluk ile ihanetin, işgal ile kurtuluşun sınırını çiziyor. Kim kahraman, kim hain? Cevap İstanbul’un bedbaht sokaklarında
saklı.
Arif Ergin’den Mimar Sinan’ın sessiz mirasını, İstanbul’un kaderini belirleyecek bir bulmacaya dönüştüren, unutulmaz bir hikâye.
Tekvin romanı, ünlü Türk ressam Osman Hamdi Bey’in yaptığı ve şu anda kayıp durumda olan bir tablonun ilginç hikayesidir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Mihrap_(tablo)
Mihrap ismiyle bilinen, ancak ressamı tarafından La Genese (Yaratılış, Genesis, Tekvin) ismi verilmiş olan bu tablonun yapılış ve kayboluş hikayesi eşliğinde; Türkiye’nin yakın tarihine ve bugününe dair pek çok gizemli konu da roman boyunca ele alınmakta ve tüm hikaye okuyucuya bir GİZEM-SUÇ-GERİLİM romanı olarak aktarılmaktadır.
Roman, 17 Eylül 2018 tarihinde, kitabın baş kahramanı olan Hakan Turan ile manevi kardeşi Melek’in yıllar sonra buluşmasıyla başlar. Buluşmada, dedelerinin yıllar önce şüpheli bir şekilde öldürülmesi konusunda yüzleşecekler ve eski defterler yeniden açılacaktır. Araştırmaları ilerledikçe, cinayetin, Osman Hamdi Bey’in Mihrap/Tekvin tablosu ile bir bağlantısı olduğunu düşünmeye başlarlar.
Ve Melek bu buluşmadan birkaç saat sonra kaçırılır.
Gerçek olaylardan esinlenilerek kaleme alınan macera böylece başlamıştır!